"Almanları her daim ülkemizde görmek ve ağırlamak istiyoruz"

BERLİN

 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy:

"Almanları her daim ülkemizde görmek ve ağırlamak istiyoruz. Türkiye'de turizmin başlaması ve gelişmesinde Almanların çok önemli bir yeri var. Biz turizme Almanlarla başladık. Alman turistlerin bizi yönlendirmesiyle kendimizi geliştirdik. Biz bunu unutacak değiliz.

Almanların Türkiye'nin kalbinde geniş yeri var. Bu şekilde kalmasını istiyoruz"
"Türkiye ile Almanya çok eski müttefik ve dost. Dostlar arasında bazen anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları olur. Bunlar aşılamayacak konular değil. Konuşulur ve tartışılır ve bir çözüm bulunur. Kalıcı olan Türk-Alman dostluğu. Türk-Alman dostluğuna zarar verilmesine Türkiye olarak izin vermeyeceğiz"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'de turizmin gelişmesinde Almanların önemli katkıları olduğunu belirterek, ''Almanları her daim ülkemizde görmek ve ağırlamak istiyoruz. Türkiye'de turizmin başlaması ve gelişmesinde Almanların çok önemli bir yeri var. Biz turizme Almanlarla başladık. Alman turistlerin bizi yönlendirmesiyle kendimizi geliştirdik. Biz bunu unutacak değiliz.'' dedi.

Ersoy, 53. Uluslararası Berlin Turizm Borsası Fuarı (ITB) çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında Türk turizmini değerlendirirdi.

Bakan Ersoy, bir Alman gazetecinin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Avrupa'da terör örgütünün toplantılarına katılanlarla ilgili sözlerini hatırlatması üzerine, İçişleri Bakanı'nın ifadesinin farklı anlamlara çekildiğini gördüklerini dile getirdi. Ersoy, bu konuda Dışişleri Bakanlığının da gerekli açıklamayı yaptığını hatırlatarak, ''Dışişleri, açıklamanın anlamıyla ilgili doğru açıklamayı yaptı.'' diye konuştu.

Türkiye'ye gelen Alman turist sayısının geçen yıl 4,5 milyonu geçtiğini ve bu yıl da 5,5 milyonu aşmayı hedeflediklerini kaydeden Ersoy, ''Almanları her daim ülkemizde görmek ve ağırlamak istiyoruz. Türkiye'de turizmin başlaması ve gelişmesinde Almanların çok önemli bir yeri var. Biz turizme Almanlarla başladık. Alman turistlerin bizi yönlendirmesiyle kendimizi geliştirdik. Biz bunu unutacak değiliz. Almanların Türkiye'nin kalbinde geniş yeri var. Bu şekilde kalmasını istiyoruz. Farklı anlamlara, manalara çekilmesini istemiyoruz. Burada turizm fuarındayız. Burada bugün Türkiye'nin turizmini ve dünya turizmini konuşmak istiyoruz.'' ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy, Türkiye'deki bazı Alman gazetecilerin akreditasyon alamadıkları yönündeki bir soru üzerine şunları kaydetti:

''Bakış açısıyla alakalı bir şey. Türkiye ile Almanya çok eski müttefik ve dost. Dostlar arasında bazen anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları olur. Bunlar aşılamayacak konular değil. Konuşulur, tartışılır ve bir çözüm bulunur. Kalıcı olan Türk-Alman dostluğu. Türk-Alman dostluğuna zarar verilmesine Türkiye olarak izin vermeyeceğiz. Anlaşmazlıkları zaman içerisinde tatlıya bağlayacağız. Bugüne kadar bağlandı, bundan sonra da bağlanır." 

Bakan Ersoy, Alman turistlere de çağrıda bulunarak, ''Deniz, güneş, kum turistik ürününün yanı sıra ülkemiz özellikle inanç turizmi, kültür, doğa, şehir ve macera turizmi, eşsiz gastronomisi ve eğlence dünyası ile Alman dostlarımıza her daim huzur, benzersiz deneyimler ve heyecan vadediyor. Alman ziyaretçilerin, turistik ürünlerimize yönelik çeşitlilik ve yenilik talebinin önümüzdeki yıllarda daha da artmasını bekliyoruz.'' dedi.

Nitelikli turist hedefi

Ersoy, yeni sistemle "50 milyon turist, 50 milyar dolar" olan 2023 hedefinin "70 milyon turist, 70 milyar dolar" olarak revize edildiğine dikkati çekerek, ''Türkiye kişi başı geliri artıracak gelir grubu yüksek olan turistleri hedefliyor. Mevcut profilin yanı sıra nitelikli turisti de hedefleyen yeni turizm politikası geliştiriyoruz. Söylemesi kolay ancak uygulaması zor. Uzun vadeli çalışmak gerekiyor. Nitelikli turiste nitelikli hizmet edecek personel önemli.'' diye konuştu.

Bu bağlamda Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokolle 76 meslek lisesini kolej statüsüne getireceklerini ve söz konusu liselerin müfredatlarını değiştireceklerini ifade eden Ersoy, eğitim alan kişilerin 3 dili çok iyi öğreneceklerini anlattı. Ersoy, bu okullarda eğitim alan öğrencilerin 15 Nisan-15 Ekim döneminde eğitimlerini uygulamalı olarak anlaşmalı otellerde göreceğini ve böylelikle Türkiye'nin en büyük sorunu olan eğitilmiş eleman problemini çözmekle kalmayacaklarını, aynı zamanda ihtiyaç duyulan personel açığının da kapatılacağını belirtti.

Nitelikli turist için ulaşımın önemine dikkati çeken Ersoy, gelir grubu yüksek turistin konforlu ulaşım istediğini ve bu konunda Türk Hava Yolları (THY) ile protokol yapıldığını anlattı.

THY ile yapılan protokole göre, nisan ayı itibarıyla Türkiye'ye en çok misafir gönderen ülkelerden Almanya ve Körfez ülkeleri gibi ülkelerden, Antalya, Dalaman ve diğer tatil bölgelerine Business Class tarifeli seferler başlatılacağını vurgulayan Ersoy, ''Haftada 80 seferle başlayacağız, 5 yıl içinde haftalık 500 sefere çıkacağız.'' diye konuştu.

Personel ve ulaşım konusunun sürdürebilir olmasının çok önemli olduğunu dile getiren Kültür ve Turizm Bakanı, bunu 12 aya yaymak gerektiğini ve "kapalı sezon" diye tabir edilen dönemde ise yeni turizm alanları tahsis edeceklerini, yeni alanlar açacaklarını belirtti. 

Tur operatörlerine destek konusuna da değinen Ersoy, şöyle devam etti:

''Bakanlığa geldiğimizde araştırma yaptık. Turizm geliri yüksek 10 ülkeyi inceledik. Turizm fonu olduğunu gördük. Önümüzdeki aylarda benzer Turizm Geliştirme Fonu'nu biz de yasal olarak hayata geçireceğiz. Bu fon ile turizm paydaşı olan sektörlerden gelirlerin bir yüzdesi fona aktarılacak. Fonu özel sektör temsilcileri yönetecek. Özel sektörden toplanan bu gelir özel sektör temsilcilerinin verdiği kararla ülkenin tanıtımında harcanacak ve böylece Türkiye'nin turizm politikalarında sürdürülebilir bir ortam yaratılmış olacak. Bu fon, yatırım fonu olarak da kullanılabilecek. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancı şirketlere yüzde 5 ile yüzde 50'ye varan oranda iştirak yapılabilecek.''

Bakan Ersoy, bu kapsamda daha önce tur operatörlerine destek verildiğini ancak 2019'da bunu sonlandıracaklarını vurguladı.

Türkiye'nin artık yurt dışında reklam vermenin anlamını bildiğini kaydeden Ersoy, ''Turizm reklamsız olmaz. Turizm Geliştirme Fonu'nu geliştireceğiz. Turizm Geliştirme Fonu 11 kişiden oluşacak. 8 özel sektör temsilcisi olacak, Bakanlıktan da 3 kişi. Artık kararları onlar verecek Türkiye'de. Birlikte reklam yapmak istiyorlarsa birlikte yapacaklar.'' dedi.

"Turizm Türkiye'de stratejik sektör"

Türkiye'ye turizm açısından bakıldığında deniz, kum, güneş dışında kültürü, sanatı, sanatçısı, gastronomisi ile rakipsiz olduğunun görüldüğünü belirten Ersoy, ''Hem Türkiye'nin tanıtımı yapmak hem de diğer ülkelerden ayrışmak istiyoruz.'' diye konuştu.

Ersoy, 2023'e 70 milyon hedef koyduklarını ancak bunu yakalayınca da durmayacaklarını ve bunu yakalamak için mevcut klasikleşmiş alanlarda kalmanın doğru olmadığını anlatarak, ''Türkiye'nin her yerini geziyorum. 81 ilde farklı farklı turizm potansiyelleri var. Özellikle güneydoğu ve doğuya doğru turizmi kaydıracağız.'' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin kazı potansiyelinin çok yüksek olduğunu kaydeden Ersoy, toplam kazılacak yerlerin yüzde 10'unun kazıldığına ancak yüzde 90'ının daha toprak altında saklı olduğuna dikkati çekti. Ersoy, bu bağlamda çalışma başlattıklarını ve kısa olan kazı süresini proje getirilmesi durumunda 12 ay finanse edeceklerini vurguladı.

UNESCO'da Gaziantep ve Hatay mutfağının tescillendiğini hatırlatan Ersoy, şöyle devam etti:

''Ama bu kentlerin sayısını artıracağız. Ege mutfağı, Kastamonu mutfağı, İç Anadolu gibi farklı özellikler var. Farkındalığın ön plana çıkmasını sağlayacağız. Türkiye'nin potansiyeli çok fazla ancak bunun çok azını kullanıyoruz. Turizm stratejik sektör olarak ilan edildi Türkiye'de. O nedenle benim gibi sektörden gelen bir bakan atandı. Sektörü doğru ellere teslim ettiğinizde merkezi hükümet çok hızlı ve çok doğru karar alıp yürütebiliyor. Türkiye turizmini geliştirmek için ne yapılmasını, nasıl yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz ve yapmaya da başladık. 2023 hedeflerini hızlı şekilde yakalayıp geçeceğiz.'' 

"Avrupa'da da yoğun olarak yer alan 65 ve üzeri yaş grubunun dünya nüfusu içerisinde ağırlık kazanması ve bunların seyahate daha fazla kaynak ayırmaları gerçeği üzerine çeşitli girişimlerde bulunduklarını" anlatan Ersoy, şunları söyledi:

''Bu kapsamda termal ve sağlık turizm ürünlerimizde çeşitliliklere gidiyoruz. Son 10 yıl içinde Türk turizmi büyük bir değişim ve gelişim geçirdi. Biz de dünyadaki gelişmelere paralel olarak çevreyle uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir politikaları artırarak uyguluyoruz. Türkiye uluslararası tanıtım stratejisinde bir 'dünya turizm markası' olma iddiasını sürdürüyor. Bakanlık olarak öncelikli amacımız, ülkemizi hedeflediğimiz tüketicilerin hafıza ve kalplerinde dünyanın en önemli, çeşitli ve eşsiz turizm destinasyonlarından biri olarak var edebilmek. Bu nedenle de Türkiye olarak teknoloji odaklı tanıtım enstrümanlarını da yakından takip ederek geleneksel medya ve pazar bölümlemesi haricinde niş pazar ve destinasyon odaklı çalışmalarımızı geliştirmeye gayret ediyoruz. Turizmde geleceği belirleyecek üç önemli unsurun var olduğunun bilincindeyiz, teknoloji, kalite ve sürdürülebilirlik. Bu çerçevede çevreyi, yeşili, kültür varlıklarını ve dünya mirasını koruyarak ve ekolojik dengeyi her zaman göz önünde bulundurarak turizm atılımlarımızı planlamaya devam edeceğiz. Yaptığımız çalışmalarla doğru yolda olduğumuzu rakamlar kanıtlıyor. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, ülkemiz dünya turizm pazarında sekizinci sırada yer alıyor.''

Anadolu coğrafyasının adeta dünya tarihinin yaşayan tanığı ve bir açık hava müzesi konumunda olduğunu ifade eden Ersoy, bu açık hava müzesinin en önemli eserlerinden birinin dünya medeniyet tarihinin en eski tapınağı olarak bilinen Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin geçen yıl UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne alındığını ve böylece Türkiye'den UNESCO listesine 18'inci eserin girdiğini belirtti.

Dünya medeniyetinin bu önemli ortak mirasını uluslararası alanda tanıtmaya yönelik 2019 yılını "Göbeklitepe Yılı" ilan ettiklerini söyleyen Ersoy, ''Bu yıl Alman dostlarımız oldukça sık Göbeklitepe ile karşılaşacaklar. Örneğin, ITB ülke standımızda Göbeklitepe'nin bir replikası yer alıyor. Göbeklitepe, tanıtım planlama faaliyetimizde de ön planda olacak. Yeri gelmişken burada Göbeklitepe kazılarına çok emeği geçmiş olan Dr. Klaus Schmidt'i de tekrar anmak isterim, toprağı bol olsun. Sizler aracılığıyla buradan tüm Alman dostlarımızı da Göbeklitepe'yi yerinde deneyimlemeye davet ediyorum.'' diye konuştu.

Anahtar Kelimeler: "Almanları her daim ülkemizde görmek ve ağırlamak