Trakya Kalkınma Komisyonu’nun bölge insanında ve özellikle azınlıkta oluşan beklentileri boşa çıkardığını kaydeden Hacıosman, “Bölgemiz ve toplumumuz ne yazık ki bir kez daha hayal kırıklığı yaşamıştır.” dedi. Müftülük, vakıflar, azınlık eğitimi, anaokulları gibi temel azınlık sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerekli olan siyasi iradenin olmadığını söyleyen Hacıosman, “Azınlık toplumu ne istiyor? Sorunlarına çözüm istiyor. İstenen, talep edilen şeyler mantıksız ve zor şeyler değil. Yeter ki bu sorunlara çözüm getirilmek istensin. Bunun için de siyasi irade lazım.” diye konuştu.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın içinde bulunduğu ekonomik darboğaz ve işsizlik sorunlarına da değinen Ahmet Hacıosman, “Ne yazık ki aylar önce ilan edilen tütün üreticisine dönüm başına 90 euroluk yardım aradan aylar geçmesine rağmen hala verilmedi. Halkımız bir nebze olsun sevinmişti. Ama bu büyük gecikme, bu sevinci üzüntüye çevirdi.” ifadelerini kullandı.

Trakya Kalkınma Komisyonu koskoca bir hayal kırıklığı oldu

Partiler arası Trakya Kalkınma Komisyonu kurulduğu zaman sorunların çözümü için bir beklenti içine girdiklerini belirten Ahmet Hacıosman, beklentinin hayal kırıklığıyla sonuçlandığını söyledi.

Hacıosman şöyle konuştu: “Toplumumuzun, azınlığımızın uzun yıllardan bu yana ciddi sorunları var. Toplumun içinde olan biri olarak bu sorunların her geçen gün arttığını da görüyorum. Komisyon kurulduğunda bu sorunlarımızın çözüme kavuşacağına dair ben de bir beklenti içine girdim. Müftülük konusunda, vakıflar konusunda, diğer konularla ilgili olarak bir konsensüs içinde çözüm bulunabilir şeklinde bir beklenti içindeydik. Süreci yakından takip ettik. Son olarak genel kuruldaki görüşmeleri de gördük. Ne yazık ki ekonomik sıkıntı içinde olan bölgemiz için somut bir paket açıklanmadı. Maalesef umduğumuzu bulamadık. Gerek bölgenin ekonomisi, gerekse Batı Trakya Türk azınlığının sorunlarıyla ilgili hayal kırıklığına uğradık. Elle tutulur, gözle görülür somut bir şey ortada ne yazık ki yok.”

Bölge insanı ekonomik olarak bu ağırlığı kaldıramıyor

Bölgenin ekonomik durumunun son derece kötü olduğunu vurgulayan Ahmet Hacıosman, “Beklemediğimiz bir göç sorunuyla karşı karşıyayız. Bu öyle bir sorun haline geldi ki nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. Yetkililerin buna çok ciddi bir şekilde eğilmesi gerekiyor. Ekonomik kriz derken, Kovid – 19 belası geldi. Hemen ardından enerji krizi derken savaş başladı. Tüm bu gelişmeler bölgemizdeki ekonomik krizi daha da ağırlaştırdı. Bölge insanımızı bu ağırlığı kaldıramıyor. Orta büyüklükteki köylerden bile yılda 50 – 60 gencin çalışmak için yurt dışına gittiğini görüyoruz. Bu zorluklara, bu mevcut duruma hep birlikte şahit oluyoruz. Bunu sıradan açıklamalarla geçiştiremeyiz. Buna ciddi çareler bulunması artık şart. Balkan bölgesi zaten sıkıntı içindeydi. Şimdi artık daha da kötü durumda. Tüm bölgemizi işsizlik ve göç sorununun sardığını görüyoruz. Bir zamanlar Bulgaristan’a gittiğimizde görüyordum. Koskoca köylerde 10 – 12 hane kalmış. Bizim bölgemiz de ne yazık ki oraya doğru gidiyor.” diye konuştu.

Hacıosman, geçmişte yapılan yanlışların ve eksiklerin dikkate alınarak yeni bir kalkınma planı oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Azınlığın sorunlarının çözüme kavuşması Yunanistan’ı da rahatlatacaktır

“Batı Trakya Türklerinin vakıflar, müftülük, azınlık eğitimi, anaokulları gibi kronik sorunlarının çözümü konusunda eksik olan nedir?” sorusunu yanıtlayan Ahmet Hacıosman şunları kaydetti: “Ben bu konularda milletvekilliğim dönemimde başbakana, bakanlara ilgili kurumlara ilettim. Gerektiğinde soru önergeleriyle, gerektiğinde farklı girişimlerle sorunlarımızı anlatmaya çalıştım. Bu sorunların çözümünü istedim. Batı Trakya’da bizlerin yıllarca yaşadığı problemlerin çözüme kavuşturulması Yunanistan’ı rahatlatacaktır. Bölgemizi de her anlamda rahatlatacak ve nefes almasını sağlayacaktır. İnsanlarımızı rahatlatacaktır. Yunanistan da ‘Bu sorunların çözümü için adım atmıyor’ imajından ve suçlamasından kurtulacaktır. Örneğin vakıfların azınlık tarafından yapılacak seçimler sonucunda belirlenecek yönetim tarafından idare edilmesi kötü mü? Bu talep yanlış bir talep mi? Hayır kesinlikle değil. Yani sonuçta işbaşına gelecek olan kişiler Yunanistan yasalarına göre hareket edecekler. Herhangi bir suistimal olması elbette ki mümkün değil. Ancak benim gördüğüm olay şudur. Bu sorunların çözüme kavuşması için siyasi irade yok. Bu konularda olumlu bir adımın atılmadığı apaçık ortada. Gerekli olan siyasi iradenin oluşmadığını görüyorum. Bu sorunların çözümlenmemesi doğal olarak hayal kırıklığı yaratıyor. ‘Ben istediğimi tayin ederim’ anlayışı yanlıştır. Doğru bir yaklaşım değildir.”

Tütüncüye 90 Euroluk yardımı vereceksen ver, vermeyeceksen lafını etme

Tütün üreticilerine verileceği açıklanan dönüm başı 90 euroluk yardım konusuna da değinen Hacıosman, bu konuda aylar öncesinde yapılan açıklamayla bir nebze sevinen üreticinin, bu yardımın aylarca yapılmaması nedeniyle sevincinin üzüntüye hatta tepkiye dönüştüğünü söyledi.

Ahmet Hacıosman şöyle devam etti: “Her şeyden önce şunu söylemek gerekir. Tütüncümüzün hak ettiği veya beklediği yardım 90 euro değildir. Umduğu yardım bu değildi. Ama bizim insanımız kanaatkar. Buna da şükür dedi önemli bir kesim. 10 dönüm tütünü olan toplamda 900 euro bir yardım alacaktır. Bu yardımın çok reklamı yapıldı. Çok istismar edildi. Ancak aylar geçmiş olmasına rağmen tütüncümüz hala bu parayı alamadı. Belki zamanında alsaydı bir ihtiyacını karşılayacaktı. İlan edileli aylar oldu, 90 euro hala yok. Yani insanımız ilk duyduğunda nasıl bir miktar sevindiyse şimdi artık bu sevinç hayal kırıklığına, üzüntüye dönüştü. Hatta ve hatta tepkiye dönüştü. Eğer tütüncüye bu yardımı vereceksen ver. Vermeyeceksen de bunun sürekli lafını yapma. Yani insanın ağzına bir lokma vermişsin de bunu yutamıyor. Ne ileriye ne geriye. O sevinci, o mutluluğu kaybettirdiler. Tütüncünün bu mutluluğu ve beklentisi kursağında kaldı. Çok yazık.”