İZMİR

FETÖ'nün Ege Bölgesi'nde "Altınşehir" adı altında yeni yapılanmasını organize ettiği iddiasıyla Halil Karagöz'e verilen 18 yıl 9 aylık mahkumiyet kararının gerekçesinde, örgütün darbe girişimi sonrası bazı gizli faaliyetlerine yer verildi

Karardan: "Almanya'nın Köln şehrindeki örgüt üyelerine tahsis edilen bir binada tüm dünyadaki örgüt üyelerinin izlemesi için 2 ayrı kriptolu kanal yayını yaptıkları anlaşılmıştır"

"Örgütün düzenlediği toplantılarda terör ve istihbarat birimlerinin kullandığı teknik ve fiziki takip yöntemlerine karşı duyarlılık eğitimleri verildiği anlaşılmıştır"

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ege Bölgesi'nde "Altınşehir" adı altında yeni yapılanmasını organize ettiği iddiasıyla "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan Halil Karagöz'e verilen mahkumiyet kararının gerekçesinde, "Almanya'nın Köln şehrindeki örgüt üyelerine tahsis edilen bir binada dünyadaki örgüt üyelerinin izlemesi için 2 ayrı kriptolu kanal yayını yaptıkları anlaşılmıştır." tespiti yer aldı.

Halil Karagöz'ün "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 18 yıl 9 ay, eşi Meryem Karagöz'ün "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 9 yıl hapis cezasına ilişkin İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 66 sayfalık gerekçeli kararında, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından eylemlerine nasıl devam ettiğine dair ayrıntılara yer verildi. 

Darbe girişiminin ardından yeniden yapılanma sürecine giren FETÖ'nün ByLock dışında farklı gizli haberleşme sistemi kullandığına, örgüt toplantılarına daha çok önem verdikleri aktarılan kararda, tutuklanan örgüt mensuplarının yerine yenilerinin görevlendirildiği kaydedildi.

Kararda, 15 Temmuz'dan önce daha alt görevlerdeki örgüt üyeleri darbe girişiminden sonra üst görevlere getirildiği vurgulandı. 

FETÖ'nün dağılmayı önlemek adına kendi içerisinde "Serhad" diye tabir edilen bir sistem kurduğu ve örgüte eleman kazandırmak için faaliyet gösterildiğine yer verilen gerekçeli kararda, örgüt üyelerinin telefon konuşmalarında gizliliğe azami derecede dikkat ederek şifreli konuştukları, firari durumdaki örgüt mensuplarını hiyerarşide olabildiğince yüksek bir konumda değerlendirerek onların motivasyonunu artırdıkları, himmet toplama işlerine ara vermediklerinin altı çizildi. 

BM nezdindeki örgütlere baskı

Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in mesajlarını içeren videoları internet üzerinden parça parça indirerek onları birleştirdikten sonra örgüt mensuplarına dağıtıldığı belirtilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Örgütün, düzenlediği toplantılarda terör ve istihbarat birimlerinin kullandığı teknik ve fiziki takip yöntemlerine karşı duyarlılık eğitimleri verildiği anlaşılmıştır. Devlet ve güvenlik kuvvetlerine yardımcı olmaya çalışan örgüt üyelerini tehdit ettikleri, örgüt liderinden gelen talimatlar üzerine aynı anda ve topluca sosyal medya propagandası yaptıkları, bu propagandaları VPN programı kullanarak Twitter üzerinden başka bir ülkeden gönderilmiş gibi IP yanılsaması yaptıkları belirlenmiştir. Almanya'nın Köln şehrindeki örgüt üyelerine tahsis edilen bir binada tüm dünyadaki örgüt üyelerinin izlemesi için 2 ayrı kriptolu kanal yayını yaptıkları anlaşılmıştır. Örgütün, Birleşmiş Milletler nezdindeki uluslararası örgütlere baskı yaptıkları ve mensupların yazdığı onbinlerce dilekçeyi Avrupa'ya ulaştırdıkları da ortaya çıkartılmıştır." tespitlerine yer verildi. 

FETÖ ile mücadele eden emniyet mensubu, savcı ve hakimlerin isimlerinin deşifre edilmesinin ardından örgüt tarafından tehditler aldığının altı çizilen kararda, darbe girişiminin başarısız olmasının ardından yeniden toparlanmak için kurulan "Altınşehir" yapılanması kapsamında büyük bölge sorumlularının her pazartesi, küçük bölge sorumlularının ise her salı günü örgüt toplantıları yaptıkları vurgulandı.