Hindistan'da aralarında ünlü yazar, aktör ve yönetmenlerin bulunduğu 300'ün üzerinde ismin kaleme aldığı mektupta, "Öğrenciler ve Vatandaşlık Yasası'ndaki değişiklik (CAA) ve Ulusal Vatandaşlık Sicili'ne (NRC) karşı gösteri düzenleyen ve konuşan diğerleriyle dayanışma içerisindeyiz." ifadelerine yer verildi.

Hindistan milleti için vizyonlarının, demokrasi ve onu koruyan anayasa adına konuşmalarını gerektirdiğini belirten imzacılar, mektupta, "Her zaman bu sözü yerine getiremediğimizin farkındayız ve birçoğumuz adaletsizlik karşısında çok sık sessiz kaldık." değerlendirmesinde bulundu.

Mektupta, "milletin ruhunun tehdit altında olduğu" vurgulanarak, hükümetin politika ve eylemlerinin laik ve kapsayıcı bir millet ilkesine aykırı düştüğü kaydedildi.
"Onlar için bu mektubu yazdık"

Mektubu imzalayanlardan aktivist Şebnem Haşmi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu yasanın arkasındaki tek neden, laik Hindistan'ı bir Hindu ulusu haline getirmek." dedi.

Öğrencilerin ve üniversitelerin saldırıya uğradığını anımsatan Haşmi, "Onlar için bu mektubu yazdık." ifadesini kullandı.

Mektubu imzalayanlar arasında yönetmen Mira Nair, Nandita Das ile aktör Nasiruddin Şah, Ratna Pathak Şah ve Javid Jaferi bulunuyor.

Müslümanlar yasa kapsamının dışında kalıyor

Ülkenin çeşitli eyaletlerinde 31 Aralık 2014'ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık verilmesine imkan tanıyan ancak aynı durumdaki Müslümanları bu kapsamın dışında tutan yasa, 9 Aralık 2019'dan bu yana protesto ediliyor.

Vatandaşlık Yasası'ndaki değişikliğe karşı ülke çapında düzenlenen gösterilerde, protestocularla polis arasındaki çatışmalarda, 19'u Uttar Pradeş'te olmak üzere 25 kişi hayatını kaybetmişti.

Yürürlüğe giren kanun kapsamında özellikle Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'da dini baskıdan kaçan Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ve Hristiyanlar kimliklerini ve Hindistan'da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını kanıtlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek, aynı pozisyondaki Müslümanlar ise kapsam dışında tutulacak.

Yasa, dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke Hindistan'da, 200 milyon Müslüman'ı ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.