Yıllarca ötelenen, 2. sınıf insan muamelesi gören ve sorunlarına çözüm bulamayan 5,5 milyon kişilik Avrupa Türk Toplumu, Allah’a şükürler olsun ki şimdi önemli bir güç haline geldi.   

Buna karşın; bir barış projesi olarak kurulan; çok sesli, çok kültürlü ve çok dillilik üzerine inşa edilen Avrupa Birliği ise bugün popülist söylemlerin esir aldığı İslamofobik bir tehdit algısı ile karşı karşıyadır. Son yıllarda artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi olgusunu büyük bir dikkat ve endişe ile takip etmekteyiz.

Dünya çapında, İslam inancı taşıyan azınlıkların haklarının gözetilmemesi ve dışlanmaları gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, Avrupalı Türkler’in uzun yıllardır özlük ve insan hakları bakımından mağduriyet yaşaması karşısında Avrupa devletleri tarafından gereken hassasiyetin gösterilmediğini söyleyebilmek mümkündür. 

Avrupa’daki varlığı ile önemli bir değer olduğu yadsınamaz olan Türk toplumunun, siyasi ve sosyal temsilde yetersizlikler yaşandığını biliyor ve etkilerini derinden hissediyoruz.  

Bu alışılagelmiş düzenin artık devam edemeyeceği, değişim rüzgarlarının estiği aşikardır. Bu rüzgâra yön verme konusunda da en önemli görev elbette gençlerimize düşmektedir. 2018’i farklı pencerelerden olaylara bakan, bilhassa genç kardeşlerimizin siyasi varlıklarını desteklediğimiz, teşviklerde bulunduğumuz bir yıl olarak geçirdik. Siyasi katılımı artırma gayretimiz hem yaşadığımız ülke siyasetinde hem de vatanımız için oldu ve olmaya devam edecek.

Değerlerimizi, var oluşumuzu ve amaçlarımızı ortaya koyma noktasında; bizi, bizden daha iyi kimsenin anlatamayacağını bilerek, vatandaşlarımızın siyasi düzlemde daha emin adımlarla ilerlemeleri için desteklediğimiz bir yılı daha geride bırakıyoruz. 

Önceki yıllarda olduğu gibi 2018’de de, dünyanın birçok yerinde varlığını sürdürmeye çalışan İslam karşıtı düşüncenin, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi besleyen popülist kavgaların, gerek Avrupa’da gerekse de Türkiye’de yaşayan Türk toplumunun kardeşliğini lekelemeye çalışanların manipülasyonlarını etkisiz bırakmak için elimizden geleni yaptık. Bu uğurda gerekli hamleleri yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğiz.

Unutmayalım ki; Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bugün her alanda kendine güvenen, özgün vizyonunu ortaya koyan bölgesel güç ve küresel aktör Türkiye vardır. 17 yıl önce uluslararası kuruluşlarda toplantıya katılıp katılmadığı bile belli olmayan Türkiye gitmiş, yerine dünyadaki tüm saygın kuruluşlarda etkin bir şekilde temsil edilen, katkı sunan, çözüm üreten bir Türkiye gelmiştir. Biliyoruz ki, Türkiye, tüm gücü ve imkanlarıyla Avrupa Türk Toplumu’nun yanındadır.

İnşallah, gelecek bizim için daha güzel olacaktır. 

Bu duygu ve düşüncelerle 2019’un da Avrupa’da ve dünya genelinde barış, huzur, mutluluk ve kardeşlik dolu olmasını temenni ediyor, yeni yılın tüm insanlık için barış getirmesini diliyorum.

Zafer Sırakaya

AK Parti İstanbul Milletvekili