Angela Merkel, Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) Genel Başkanlığına önümüzdeki günlerde veda edecek. Yerine talip olanlara baktığımızda onu çok arayacağımızdan emin olabilirsiniz.

Merkel’in koltuğuna en yakın aday Friedrich Merz. CDU’nun en muhafazakar kanadını temsil ediyor. Göçmenlere ve Müslümanlara mesafeli. Bu tutumuna da "Almanya için Alternatif" (AfD) adlı aşırı sağcı partinin yükselişini gerekçe gösteriyor.

Yani, ırkçı söylemlerle oy toplayan bir partinin siyasi çizgisini benimseyen bir lider adayı Merz.

Ne diyor AfD?

"Almanya’ya göç denetlensin."

Bunda kasıt, artık göçe izin verilmesin. Peki hangi göçe? Tabii ki Suriye’den, Irak’tan, Türkiye’den olan göçe.

Özetleyecek olursak, Almanya’da Müslüman nüfusun artışına izin verilmesin.

Ne farkı kaldı AfD’den?

Hiç.

Ha bir AfD’liyi oturtmuşsunuz Merkel’in koltuğuna ya da Herr Merz’i.

Hatta Merz AfD’lilerden çok daha çirkin olabilir.

Zira kendisi Alman Anayasa’sının iltica ile ilgili maddelerini değiştirmeyi, böylece Almanya’yı "sorumluluktan" kurtarmayı önerebilecek kadar popülist bir tavrı benimseyebiliyor.

Popülist diyoruz çünkü bu önerinin hiç bir etkisi olmayacağını da bir hukukçu olarak Merz pekala biliyor.

Almanya’daki sığınmacı ve mültecilerin ezici çoğunluğu salt Almanya’nın hoşgörüsü ile bu ülkede bulunmuyorlar. Onlar Cenevre Konvensiyonu kapsamında buradalar. Dolayısıyla Anayasa değişse bile Almanya’da iltica ile ilgili şartlar pek değişmeyecek.

Merkel’in tutarlı siyasetine alışmış Alman seçmeni, bu tür ucuz popülist söylemlerin peşine takılır mı bilemeyiz ama, Almanya’nın Merkel döneminde elde ettiği uluslararası saygınlık umarız önümüzdeki süreçte zedelenmez.